Avrupa Parlamentosu, önümüzdeki hafta kadar erken bir tarihte üye ülkelerle önemli iltica reformları konulu müzakereleri başlatmanın yollarını arıyor.
Talep, 8 Haziran Perşembe günü Lüksemburg’da AB içişleri bakanları arasında imzalanan ve eş yasama meclislerinin önümüzdeki yılın başlarında genel reformlar üzerinde resmi bir anlaşmaya varılması umuduyla Avrupa Komisyonu ile müzakerelere girmesinin yolunu açan çığır açıcı siyasi anlaşmanın ardından geldi.
İsveç merkez sağ milletvekili Tomas Tobe 9 Haziran Cuma günü yaptığı açıklamada, “Salı günü Strasbourg’da trialog başlatmak istiyorum ve şimdiye kadar kimsenin reddetmediğini veya reddetmediğini düşünüyorum.”
Tobe, Avrupa Parlamentosu adına iltica ve göç yönetimi yönetmeliğine öncülük ediyor.
Yönetmelik, gelen sığınmacıların AB ülkelerine gönüllü olarak dağıtılacağı yer değiştirmeler de dahil olmak üzere siyasi olarak yüklenen dayanışma ve sorumluluk konularını ele alıyor.
Perşembe günü AB içişleri bakanları, yıllarca süren çıkmazın yanı sıra, çocuklar da dahil olmak üzere insanları, gözaltı merkezlerine yol açabilecek altı aya kadar sınır prosedürü yoluyla karıştırmaya yönelik ayrı bir politikanın ardından nihayet bu kavramlar üzerinde anlaşmayı başardılar.
Lüksemburg görüşmelerinden çıkan diğer yenilikler arasında, AB ülkelerinin yerini değiştirmek istemedikleri her kişi için 20.000 € ödemesi fikri yer alıyor. Ayrıntıların hala atılması gerekse de, para daha sonra bir AB kurumuna yönlendirilecek ve muhtemelen denizaşırı ülkelere yatırılacaktır.
AB içişleri bakanları, istenmeyen göçmenlerin güvenli buldukları diğer üçüncü ülkelere gönderilmesini kolaylaştırmayı da önerdiler. Bu ülkelere gönderilenlerin de ya aileleri olması ya da daha önce orada yerleşmiş ya da kalmış olmaları gerekir.
Ancak AB devletleri başka kriterler de belirleyerek, insanları Avrupa’ya giderken sadece üzerinden geçerek Tunus gibi yerlere gönderme olasılığını ortaya çıkarabilir.
Tobe, müzakereler öncesinde iki fikirden herhangi birini destekleyip desteklemediğini söylemek yerine, AB içişleri bakanları arasındaki çığır açan anlaşmayı övdü.
Ancak Yeşiller de dahil olmak üzere sol eğilimli siyasi gruplar daha az etkilenmiş görünüyordu.
AB içişleri bakanının aileleri ve çocukları bir sınır prosedüründen geçirerek gözaltı merkezlerine gönderme fikri insan hakları savunucularını kızdırdı.
Green başkanı Alman Terry Reintke Perşembe günkü anlaşmanın “temel haklar ve hukukun üstünlüğüne saygı gibi Avrupa değerlerine aykırı olduğunu” söyledi.
Ve Alman sosyalist Avrupa Parlamentosu Üyesi Birgit Sippel, parlamentonun dış sınırlarda zorunlu hızlı geçiş prosedürlerini reddettiğini söyledi.
“Üye devletlerin hızlandırılmış prosedürler uygulamayı tercih ettiği durumlarda, çocuklu aileler ve refakatsiz çocuklar muaf tutulmalı” dedi.
Almanya içişleri bakanı Nancy Faeser, Lüksemburg’daki mevkidaşları arasında yaygın bir destek toplayamayan benzer taleplerde bulunmuştu.
Almanya, diğerlerinin yanı sıra Macaristan ve Polonya ile birlikte bugün uzlaşmaya karşı oy kullansaydı, dayanışmaya dayalı ortak bir Avrupa iltica politikası yıllarca ölmüş olurdu” dedi.
Perşembe günü üzerinde anlaşmaya varılan iki dosya, sığınma ve göç konulu çok büyük bir reformun parçası.
Bir AB sınırına düzensiz bir şekilde gelen hemen hemen herkes için bir giriş öncesi tarama sürecine ilişkin bir düzenleme de dahil olmak üzere diğer öneriler halihazırda kurumlar arası müzakereler aşamasındadır.
Bu müzakereler, Nisan ayı sonunda ay sonunda yapılacak bir siyasi üçlü ile başladı. Biyometrik verilerin toplanması ve paylaşılmasına ilişkin kuralları belirleyen Eurodac yönetmeliği hakkında da görüşmeler başladı.
Bu arada, göçün dışsallaştırılmasını pekiştirme ivmesi de hız kazanmaya devam ediyor.
Nisan ayında, AB’nin göç komiseri Ylva Johansson, göçmenlerin Akdeniz’i geçerek İtalya’ya gitmek üzere teknelere binmelerini önleyecek bir anlaşmayı güvence altına almak için Tunus’a gitti.
Pazar günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile birlikte Tunus’a gidecek.
Geçen yıl yaklaşık 18.000 olan bu yılın ilk beş ayında Tunus’tan İtalya’ya yaklaşık 47.000 göçmen geldi. Meloni o zamandan beri Tunus’u Mayıs ayında bu sayıları azalttığı için övdü.
Aynı zamanda, Orta Akdeniz’de belgelenen ölümlerin veya kayıp kişilerin sayısı, yalnızca bu yıl şimdiye kadar 1.000’in üzerinde artmaya devam ediyor.
Buna karşılık, Uluslararası Göç Örgütü’ne göre, geçen yıl boyunca aynı rota üzerinde yaklaşık 1.400 kişi kayboldu veya öldü.
Kaynak : https://euobserver.com/migration/157131?utm_source=euobs&utm_medium=rss